Halı sahalarda futbol oynayanlar, dikkat !!
Değerli okuyucularım, daha önceki yazılarımda sağlık ve sporla ilgili değişik bilgiler aktarmıştım. Bu yazımızda kapalı halı sahalarda oynanan futbol maçları ile ilgili bazı konuları sizlere hatırlatmak istiyorum. Futbol ülkemizde en sevilen, en fazla seyircisi ve sporcusu olan spor dalı. Ben de uzun yıllar futbol oynadım. Çocukluğumuz ve gençliğimizde çim sahalar böyle yaygın değildi, toprak sahalarda, çamurda çok top oynadık. Futbolu sevenler amatörce güneşin altında, yağmurda hatta karda bu tip açık sahalarda top oynardı.
Daha sonra özellikle hava şartlarının soğuk, yağmurlu olduğu bölgelerde halı sahalar yapılmaya başladı ve bu ortamlarda yüksek efor gerektiren ağır sporlar yapılır oldu. İşin bir de ciddi bir maddi kazanç boyutu beraberinde gelince halı sahaların sayıları son 25 yıl boyunca giderek arttı. Halı sahaların üzerleri önceleri açıktı, sonra daha uzun süre çalıştırılsın, hava şartlarından daha az etkilensin diye üzerleri kapatıldı. Oldu sana kapalı futbol sahası, oldu olmasına da bakın beraberinde neler oldu?
- Bu tip sahalarda spor yapılması akciğer hastalıkları için zemin hazırlayabilir. Çünkü kapalı top sahalarının pek çoğu malesef spor yapmak için sağlıklı ortamlar değiller. Kapalı, basık, havalandırmaları yetersiz, ısıları ayarlı değil, Yazın gidiyorsunuz hamam gibi sıcak ve kokuyor, kışın gidiyorsunuz buzhane. Ancak spor yapmanın en önemli şartı uygun ortam ve uygun koşulların olmasıdır. Bu tip sahalarda top oynayanlar, maç sonrası öksürüp balgam çıkardığında renginin nasıl koyu ve kirli olduğunu fark etmişlerdir. Dolayısı ile bu ortamlarda yapılan sportif aktivitelerde akciğerler ciddi bir yük altında kalmaktadır.
Sahanın uygun ısıda olması ile ilgili yaşadığımız bir olayı size aktarmak istiyorum. Epey sene önce kış mevsiminde kapalı halı sahada doktor arkadaşlar ile top oynuyoruz. Sahanın tavanı bir yerden delinmiş, gündüz güneşin etkisi ile eriyen kar zeminde su birikintisi yapıyor. Bizim top oynadığımız saatlerde saha içinde sıcaklığın eksi olmasından dolayı zemindeki su donuyor ve burada top süren arkadaşımız kayarak düşüyor.
Ciddi bir boyun ve kafa travması geçiren meslektaşımız ölümden ve ömür boyu felç olmaktan şans eseri kurtulmuştu. Şunu söylemek istiyorum, sportif aktivitenin yapıldığı ortam çok önemlidir ve sağlıkla ilgili her türlü önlem alınmalıdır.
- Ara sıra ‘halı sahada top oynarken kalp krizi geçirdi ...’ şeklinde haberleri yazılı veya görsel basından hepiniz duymuşsunuzdur. Sportif aktivite esnasında hem adalelerin hem de kalbin oksijen ihtiyacı artar. Kapalı, tozlu, yeterince havalanmayan ortamlarda yetersiz oksijenasyon sonucu kalp duvarı ciddi bir yük altında kalabilir ve bu da kalp krizine zemin hazırlayabilir.
- Bu tip sahalarda toz filtreleri de olmadığı için spor yapanlarda allerjik hastalıklarda da bir artış olmaktadır. Sportif aktivite esnasında solunum sayısında ve derinliğinde ciddi bir artış olmakta, zemine yerleştirilen halının yapılmış olduğu sentetik malzemelerden kalkan küçük parçacıklar ağız, burun yolu ile üst solunum yollarına ve akciğerin derinliklerine kadar ilerlemektedir. Bu naylon veya elyaf parçacıklar ciddi allerjik reaksiyonlara yol açarak astım’a kadar varan bir tablo ile sonuçlanabilir. Bu nedenle kapalı sahaların aktif filtre sistemleri ile devamlı şekilde havalandırılması ve havadaki toz ve zerreciklerin ortamdan uzaklaştırılması sağlanmalıdır.
- Biraz da zeminden bahsedelim. Pek çok halı saha sert beton üzerine ince bir yumuşak tabaka ve üzerine yerleştirilmiş suni çim veya halıdan oluşuyor. Eskiden sadece ince bir halı konuyordu (zaten bu yüzden isimleri halı saha olarak bilinir). Günümüzde çok daha iyi olmalarına rağmen pek çok yerde hala fiziki şartların yetersiz olduğunu görüyoruz. Bu tip sahalarda normal sahalara göre çok daha fazla yaralanma olmaktadır. Top oynamış olanlar bilirler, açık havada en sert toprak zemin bile esner, ama beton esnemez. Ayrıca zemindeki sentetik malzeme, ani depar ve duruşlarda takılmaya yol açarak kas ve eklemlere olması gerekenin çok üzerinde bir yük binmesine yol açar. Bu da adalelerde, tendonlarda, eklemlerde aşırı zorlamaya bağlı olarak ciddi sakatlıklara neden olur. Yumuşak doku travmaları, adale yırtıkları, bağ kopmaları, eklem yaralanmaları, hatta kırıklar meydana gelmebilir. Özellikle kilolu kişlilerde bu tip yaralanmaların çok daha sık olduğunu görüyoruz.
Sonuç olarak, öncelikle düzenli bir sportif aktiviteye başlanacaksa mutlaka bir doktor kontrolunden geçilmelidir. Diğer taraftan spor yapılan ortamın fiziki koşullarının çok önemli olduğu bilinmelidir. Daha sağlıklı olabilmek için yaptığımız bir sportif aktivitenin aslında sağlığımıza ne zararlar verebileceğini iyi düşünmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla sağlık koşullarının en ince detaylarına kadar düşünülerek hazırlanmadığı, sıhhi ortamların oluşturulmadığı ortamlarda spor yapılmasının doğru olmadığını bir kez daha vurgulamak istiyorum. Eforlu sportif aktivitelerin yapıldığı spor tesislerinde her an olabilecek acil bir durum için gerekli sağlık personeli ve gerekli acil müdahale seti ve aletleri de bulundurulmalıdır.
Sağlıklı günler dileklerimle…
Prof.Dr.Erdoğan Sözüer
Genel Cerrahi Uzmanı