Bağırsak Tembelliğini Dikkate Alın...!
Değerli okuyucular, kabızlığın toplumumuzda giderek daha fazla kişiyi rahatsız eden bir şikayet olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. İnsanların %80’i hayatları boyunca bir dönem mutlaka kabızlıktan şikayetçi olmaktadır. Kuşkusuz bunda yiyip içtiklerimizin değişmesi ve daha hareketsiz bir hayat sürmemizin büyük etkileri vardır. Kabızlık bir hastalık değil, kişiden kişiye farklı şekillerde yorumlanabilen bir şikayettir. Normal fizyolojide kişi günlük olarak düzenli şekilde barsaklarını boşaltmalıdır. Birkaç gün büyük abdest (defekasyon) yapamayan veya defekasyon yaparken aşırı derecede ıkınma ihtiyacı hisseden birinde kabızlıktan bahsedilir ve bunun mutlaka altta yatan bir sebebi vardır. Ülkemizde kabızlığın %15 civarında bir sıklıkta olduğu bilinmektedir.
Kabızlık nedir?
- Haftada üçten daha az dışkılama
- Her dört dışkılamanın birinde aşırı zorlanma, fazla gayret gösterme
- Her dört dışkılamanın birinde küçük küçük veya sert dışkıların bulunması
- Her dört dışkılamanın birinde el yardımı ile büyük abdest çıkışının sağlanması.
Yıllardan beri düzenli tuvalete giden birinin son zamanlarda tuvalet alışkanlığında bir değişiklik meydana gelmiş olabilir. Bu durum ciddi barsak hastalıklar için uyarıcı olmalıdır.
Kabızlığın sebepleri nelerdir?
Değerli okuyucular, kabızlık için birçok sebep ileri sürülmüştür. Bunların bazılarını sıralayacak olursak:
- Gıdalar ile yetersiz lif alımı. Kepek, tahıl ekmeği, meyve ve sebzeden zengin bir diyet gibi liften zengin besinler günde yaklaşık 25-30 gram lif sağlamaktadır ve bu barsak fonksiyonu için yeterlidir. Liften fakir beslenmeler zaman içinde barsakların düzenli çalışmasını bozmaktadır.
- Yetersiz su içilmesi. Son yıllarda su dışında farklı sıvı (özellikle gazlı içecekler). alma alışkanlıklarının geliştiğini görüyoruz. Ancak tabii içeceğimiz sudur ve sıvı ihtiyacımızın önemli kısmını su içerek karşılamalıyız.
- Hareketsiz yaşam tarzı. İnsanlar teknolojik gelişmelere paralel olarak daha az hareket etmektedirler. Yürüyerek gidebileceğimiz bazı mesafelere arabamızla gittiğimizi veya 1-2 kat merdiven çıkmamak için asansör beklediğimizi hatırlatmak isterim.
- Seyahatlerin sıklaşması nedeniyle kişi alıştığı tuvalet ortamından uzak kalmakta ve tuvalet alışkanlığı bozulmaktadır. Bu da zaman içinde kabızlığa yol açmaktadır.
- Tuvalet ihtiyacının ötelenmesi. Bazıları tuvalet ihtiyacı olsa bile iş nedeniyle veya başka bir sebeple bu ihtiyacını ertelerler, bu da zamanla barsak hareketlerinin bozulmasına ve kabızlığa yol açar.
- Barsaktan geçişi engelleyen tümörler
- Barsaklar arasında meydana gelen yapışılıklar. Daha önce karın ameliyatı geçirenlerde hayatlarının her hangi bir döneminde barsak yapışıklıkları gelişebilir, bunlar da kabızlığa yol açabilir.
- Barsağın kendi etrafında dönmesine bağlı tıkanıklıklar.
- Yatağa bağımlı felçli hastalar, omurilik hasarı olan hastalar
- Bazı ilaçlar da kabızlığa yol açabilir. Bazı ağrı kesiciler, psikiyatride kullanılan bazı ilaçlar, bazı tansiyon ilaçları, diüretikler (idrar söktürücüler) , demir ve kalsiyum ihtiva eden ilaçlar, antiasitler kabızlığa sebep olabilir.
Her kabız olan kişi veya her kabız olunduğunda doktora gitmek gerekiyor mu?
Tabii ki her kabız olunduğunda doktora gitmeye gerek yoktur. Yenilen bir gıda veya farklı bir durum kabızlığa yol açmış olabilir. Ancak kabızlıkla birlikte karın ağrısı, bulantı ve kusma olması, makattan kan gelmesi gibi şikayetler de varsa bu durumda doktora gitmekte gecikilmemelidir.
Sevgili okuyucular, pek çok hasta kabızlık şikayeti nedeniyle doktora gitmek istemez, kendisine pek çok işlem yapılacağından çekinir. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum, hangi sebeple olursa olsun doktora gitmekten, şikayetlerinizi belirtmekten çekinmeyiniz. Başlangıç halinde ve çok erken dönemde yakalanıp tedavi edilebilecek pek çok hastanın malesef bu tip çekinmeler yüzünden çok ileri dönemlerde, tedavi şansının yitirildiği dönemlerde geldiğini görüyoruz. Bu nedenle vücudunuzdaki her türlü sıkıntıyı dikkate alın ve sebep gözetmeksizin problemlerinizi doktorunuza iletin.
Kabızlığın sebebini bulabilmek için doktorunuz sizi öncelikle dinleyecek ve eksiksiz bir muayene yapacaktır. Makat bölgesinin parmak ile muayenesi en önemli bilgileri verecek muayenedir. Bu yöntem basit olup bulunabilecek hastalıkların önemli bir kısmını bize söyleyebilir. Ancak hastalar bu muayenenin yapılmasından memnun olmazlar. Bunu bilen bazı doktorlar da bu muayeneyi yapmaktan çekinirler. Bu muayenenin yapılmaması önemli bir eksiklik ve ciddi bir hatadır. Muayene bittikten sonra olabilecek ihtimali hastalıklar düşünülür ve ona göre bazı tetkikler istenir.
- Endoskopik muayeneler: Ucunda ışık ve optik sistemi olan özel aletlerle anüsten girilerek barsakların incelenmesi işlemidir. Kalın barsakların bir kısmı veya tamamı bu yöntemle incelenebilir. Görülebilecek herhangi anormal bir dokudan parça alınarak patolojik değerlendirme de yapılabilir.
- Barsak filmleri: İlaçlı barsak filmleri daha önceki yıllarda çok daha sık yapılıyordu, fakat endoskopinin yaygınlaşması bu tetkiklerin sıklığını azalttı. Yine de gerektiğinde baş vuruyoruz.
- Ultrasonografi ve Bilgisayarlı tomografi: Bu radyolojik yöntemler ile karın içinde bir kitle, abse, sıvı birikimi, organlarda büyüme veya genişleme olup olmadığını anlıyoruz.
- Ayakta çekilen direkt grafiler: Bu filmler özellikle barsaklarda bir tıkanma olup olmadığını anlamak için faydalı olmaktadır.
Bu tetkikler sonucunda kabızlığın bir tıkanıklığa mı, yavaş geçişe mi, yoksa bir boşalma zorluğuna mı bağlı olduğu anlaşılma yaçalışılır. Ancak bazen hiç bir anatomik veya fonksiyonel sebep bulunamaz. Bu zor bir durumdur çünkü sebebini bilmediğimiz bir duruma karşı mücadele etmeye çalışmaktayız.
Kabızlığın tedavisi nasıldır?
Yapılan incelemeler sonucunda kabızlığın sebebi barsağı tıkayan bir hastalık ise bunun tedavisi ameliyattır ve bu yazımızın konusu dışındadır. Fonksiyonel bir kabızlık varsa bu durumda bazı ilaçlar, diyet düzenlemeleri ve davranış değişiklikleri yapılarak düzeltilmeye çalışılır.
- Kepek, tahıl, sebze ve meyveden zengin diyet ve bol sıvı tüketimim önerisi ile hastaların önemli bir kısmında rahatlama sağlanmaktadır. Bakliyat (fasülye, nohut, bezelye, mercimek vs), sebze (karnabahar, lahana, turp, taze fasülye vb) tüketimi ve meyve (elma, armut, erik, kayısı, incir, üzüm, ananas vb) tüketimi arttırılmalıdır. Bu şekilde kolon polibi ve kanser gelişim riski de azalmış olur. Diğer taraftan makat bölgesinde sık görülen hemorid, çatlak, apse gibi hastalıklardan da nispeten korunmuş olunur.
- Lavman, fitil ve müshiller mümkün olduğunca kullanılmamalıdır.
- Düzenli egzersiz yapılması ve daha hareketli bir yaşam tarzının seçilmesi şüphesiz barsakların daha düzenli çalışmasına katkıda bulunacaktır.
Sağlıklı günler dileklerimle…
Prof.Dr.Erdoğan Sözüer
Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı