Tuz kullanırken dikkatli olalım …
Vücudun dengede olabilmesi düzenli çalışabilmesi ve tüm organizma faaliyetlerinin bir ahenk içinde olabilmesi için sıvı ve elektrolit dengesinin yerinde olması gerekir. Eksiklikler veya fazlalıklar sonucu bu dengede meydana gelen değişiklikler çok ciddi sağlık problemlerine yol açar. Bazıları etkilerini uzun sürede ortaya çıkarıp kronik hastalıklara yol açarken bazıları çok acil ciddi rahatsızlıklara yol açabilir ve süratle müdahaleyi gerektirir. Bu nedenle sağlıklı yaşam açısından sıvı elektrolit dengesinin devamlı şekilde korunması gerekmektedir.
Bugün sizlere sıvı elektrolit dengesinin korunmasında ‘tuz’ un etkisinden bahsetmek istiyorum. Yemeklerde kullandığımız tuz kimyasal olarak NaCl yani sodyum klorürdür. 1 gr tuz’un yüzde 40’ı sodyum yüzde 60’ı ise klorür’den oluşmaktadır. Bu elementler sıvı elektrolit dengesinin sağlanmasında çok önemli rol oynamakta vucudumuzdaki pek çok kimyasal olayın düzenli şekilde sürdürülmesine katkıda bulunmaktadır.
Son zamanlarda tuz kullanımı ile ilgili olumlu, olumsuz pek çok şey yazılıp söylenmektedir. Bunun sebebi toplumumuzda giderek tuz kullanımının artışı yönünde bir eğiliminin olmasıdır. Evet tuz sıvı elektrolit dengesinde, hücresel faaliyetlerin düzenli şekilde yürütülmesinde önemlidir ve gereklidir. Vucutta tuz azlığının yol açtığı problemler olduğu gibi aşırı tuz kullanımının yol açtığı fazlalıklar da organizma için ciddi tehlikeler arzeder.
Vucudun günlük tuz ihtiyacı ortlama 4 gr kadardır. Ancak bazı durumlarda normalden tuz kaybı nedeniyle organizmanın daha fazla tuza ihtiyacı olabilir. Sıcak havalarda aşırı terleme, ishal, kusmalar gibi durumlarda vucudun tuz ihtiyacı artar, bu durumlarda doktor kontrolunda ve tavsiyesine göre hastaya ihtiyacı olan miktar hesaplanarak verilir. Bu durumlar dışında kişiye günlük 4-5 gr tuz yeterlidir, bu da yaklaşık bir çay kaşığı kadardır. Aslında yenilen yemeklere konulan tuz ve günlük aldığımız gıdalardan günlük tuz ihtiyacımızı karşılamaktayız. Günümüzde raf ömrü uzun işlenmiş gıda tüketiminin ciddi şekilde arttığını biliyoruz. Bu gıdalarda tuz oranı yüksektir ve bu tip gıdaları tüketenlerde zaten bir tuz yüklenmesi olmaktadır. Pek çoğumuzun şahit olduğu gibi bazılarımız daha yemeğe başlamadan, tadına bakmadan yemeğe tuz ilavesi yapıyoruz. Bu doğru bir davranış değildir.
Günümüzde esas tehlike şudur. Uzmanların verdiği rakamlara göre ülkemizde kişi başına tüketilen tuz miktarının 15 gr.’ı geçtiği söylenmektedir. Bu ciddi bir rakamdır. Organizmaya fazla miktarda tuz alındığında kan damarlarında basınç artmakta (hipertansiyon) kalp ciddi bir yük altında kalmaktadır. Bu durum zamanla kalp yetmezliğine yol açan ciddi bir problemdir.
Değerli okuyucular, özet olarak:
- Sadece damak tadımız için, biraz daha lezzetli olsun diye aldığımız gıdalara eklediğimiz her ilave tuz’un vücudumuza ilave yük getirdiğini ve bazı ciddi rahatsızlıklara yol açabileceğini unutmayalım.
- Fazla miktarda tuz içeren raf ömrü uzun hazır gıdalardan mümkün olduğunca uzak duralım.
- Yemeklerimize tuz atarken mümkün olduğunca ‘cimri’ davranalım.
Sağlıklı günler dileklerimle…
Prof.Dr.Erdoğan Sözüer Genel Cerrahi Uzmanı