Ramazan Ayını Sağlıklı Geçirmek İçin dikkat edilmesi gerekenler
Sevgili okuyucular, hepimizde mübarek Ramazan ayı ile tekrar buluşmanın heyecanı, sevinci var. Gerek ülkemizde gerekse Dünyada milyonlarca Müslüman oruç tutmanın hazzını yaşayacak. Yaz aylarında olmamız nedeniyle hem ciddi bir sıcaklık var hem de aç ve susuz kalınan süre uzun. Bu nedenle oruç tutanlar için bazı zorluklar olabilir. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum, oruç ibadeti sağlık problemi olmayan insanlar içindir. Hasta olan veya uzun süre aç ve susuz kaldığında hastalıkları nüksedecek kişiler, düzenli olarak ilaç almak durumunda olanlar bu ibadetten muaftırlar. Bu konuya gereken önemi göstermemiz gerekiyor. Aksi halde kişinin sağlığı daha da bozulur ve diğer ibadetlerini de yapamaz hale gelebilir.
Değerli okuyucular, Ramazan ayında sağlığımıza her zamankinden daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor. Aksi halde hem fiziki hem de ruhsal bazı sıkıntılar yaşamamız muhtemeldir. Bu yazımızda sizlere bu mübarek ayı nasıl daha rahat geçirebiliriz, beslenme konusunda nelere dikkat etmemiz gerekir konularında bazı önemli bilgileri küçük başlıklar halinde aktarmak istiyorum.
- Özellikle yüksek tansiyon, şeker hastalığı, karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi kronik (süregen) bir hastalığı olanlar oruca başlamadan kendilerini takip eden doktor ile görüşerek onun onayını ve tavsiyelerini almalıdırlar.
- Aynı şekilde günün belli saatinde düzenli olarak bazı ilaçları alması gerekenlerin oruç nedeniyle bu düzenleri bozulur. Bu hastaların da mutlaka doktorlarına danışmaları gerekir. Eğer mümkünse ilaç alımları için bir düzenleme yapılabilir. Aksi halde sağlıklarını riske atmış olurlar.
- Uzun süre açlık ve susuzluktan sonra iftarda sofrada ne varsa silip süpürüyoruz ama bu doğru mu? Tabii ki değil. İftar sofrasında mümkün olduğunca az miktarda ve hafif gıdalarla beslenmek gerekiyor. Uzun süre açlık döneminde olan, adeta uyuyan tüm sindirim sistemi, salgılar, hormonlar bir anda uyarılıyor. Tüm vücutta anormal bir hareketlilik başlıyor. Başta karaciğer, pankreas, safra kesesi, mide, ince bağırsaklar olmak üzere organizma kısa sürede ciddi bir yük ile karşı karşıya kalıyor. Hele ağır yağlı, kızartmalı, kolesterolü zengin gıdaların alınması ciddi hatalıklara davetiye çıkartmak demektir. Bu olumsuzlukların olmaması için iftarı hafif bir kahvaltı gibi düşünerek yapmak çok doğru olacaktır. İftarda hafif kahvaltının alternatifi bir tas çorba ve az miktarda kuru meyve olabilir.
- Bu hafif kahvaltı veya çorbadan yaklaşık 1-1.5 saat sonra hafif bir sebze yemeği uygun olacaktır. Burada yapılmak istenen şey şudur. İftar açılışı ile sanki normal bir günün kahvaltısı yapılmıştır, 1-1.5 saat sonraki yemekte sanki öğle yemeği yerine geçmektedir. Bu arada geçen sürede ilk yenen hafif gıdalar bağırsaklara geçmiş, sindirilmeye başlamıştır ve mide de yeni gıdalar için yer açılmıştır. Normal zamanda da hep sık ve az miktarda gıda alımını önermekteyiz. Ramazanda sindirim sistemi bu düzene alıştırılırsa muhtemelen ciddi bir sorun ile karşılaşmayız.
- İftarda mümkün olduğu kadar ağır hamur işi tatlılardan da uzak durmak gerekiyor. Çok isteniyorsa süt veya meyve tatlıları tercih edilebilir. Bunu da yemekten belli bir süre geçtikten sonra alın. Alınan gıdaların aralarında hep belli bir zaman geçmesine gayret edin.
- Bazılarımız sahura kalkmadan ertesi günkü oruca devam ediyoruz. Bazılarımız da sahurda abartılı şekilde aşırı yiyoruz. İkisi de doğru değil. Sahuru atlamayalım ama sahurda sindirim sistemini ağır bir yüke sokup uyumayalım. Bu şekilde dolu bir mide ile yatmak kalp ve akciğer üzerine ciddi bir yük bindirir ve devamında bir kalp krizi veya solunum problemi ortaya çıkabilir. Bu problemler nedeniyle sabahın erken saatlerinde acile pek çok hastanın başvurduğunu sizlere hatırlatmak isterim. Sahurda da alınabilecek en uygun gıdalar hafif kahvaltılıklar ve sebze, meyve olabilir.
- Hep yemekten bahsettik, bu sıcaklarda bu kadar uzun süre susuz kalıyoruz, su ihtiyacımız ne olacak? Vücut su ihtiyacında olduğunu susama hissi ile zaten belli eder, vücut yeteri kadar sıvıyı alınca susuzluk hissi de kaybolur. Bu nedenle iftarda ve sahurda istediğiniz kadar su içebilirsiniz. Özellikle ‘su’ diyorum, çünkü sofralarımızda su dışında kullanılan sıvılar bir hayli arttı. Özellikle gazlı içecekler sıvı tüketiminde sudan fazla kullanılır hale geldi. Uzun süre aç kalan ve asit miktarı artan sindirim sistemine gazlı, asitli sıvıların doldurulması doğru değildir. Su dışında açık çay, bitki çayları tüketilebilir. Demli çaylar, koyu kahveler sindirim sistemini olduğu gibi uyku düzeninizi de olumsuz etkileyebilir.
- Su kaybını aza indirmek için günün sıcak saatlerinde gölge yerlerde bulunmaya gayret edin. Hafif, açık renkli, pamuklu giysiler giyin. Kapalı bir ofiste çalışıyorsanız, iyi havalanmasını sağlayın. Eğer imkanınız varsa öğle saatlerinde veya akşam üstü 1 saatlik bir dinlenme mükemmel olacaktır.
- Gün içinde saatler ilerledikçe kan şekeri giderek düşer, bu hem fiziki yorgunluğa hem de konsantrasyon kaybına yol açar, giderek veriminiz düşer. Bu nedenle dikkat ve konsantrasyon gerektiren, önemli işlerinizi sabah saatlerinde yapmanızı öneririm.
- Saat başlarında 5 dakika gözlerinizi kapatarak dinlenin, kaslarınızı gevşetin, bir süre derin nefes alıp verin, bu sizi rahatlatacaktır.
Değerli okuyucularım, sağlık, beslenme üzerine ne zaman bir yazı yazsam veya bir konuşma yapsam sigaradan bahsetmeden geçemiyorum. Ramazanda iftar zamanı ezan okunur okunmaz orucunu sigarayla açanları görüyoruz. Lütfen bunu yapmayın. Bu kadar süre aç, susuz kalarak fiziki bir direnç gösterdiniz, sadece fiziki değil pek çok konuda manevi bir direnç te gösterdiniz. Bu sizin güçlü bir iradenizin olduğunu gösteriyor. Demem o ki, hiç olmazsa Ramazan ayında sigarayı da bir kenara bırakın. Başta akciğer ve üst solunum yolları olmak üzere vücudunuz nikotinden biraz uzak dursun, bir nefes alsın, dinlensin.. Bunu lütfen kendiniz için yapın.
Hepinize hayırlı ve sağlıklı Ramazanlar diliyorum.
Prof.Dr.Erdoğan Sözüer
Genel Cerrahi Uzmanı