Diyetin yok edemediği şişmanlığa cerrahi tedavi
Değerli okuyucular, bu yazımızda sizlere Dünyada ve Ülkemizde son yıllarda giderek daha fazla uygulanmaya başlayan şişmanlık ameliyatları hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Gerek Amerika ve gerekse Avrupa Ülkelerinde şişman hastaların sayılarındaki ciddi bir artış olmuştur. Bu hastaların tedavileri için çok ciddi sağlık harcamalarının olması, tedavi için yeni arayışlara yol açmış ve sonuçta şişmanlığın cerrahi tedavisi gündeme gelmiştir. Şişmanlıkta sadece kilo vermek için değil, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, nefes darlığı, eklem hastalıkları vs gibi ömür boyu devam eden hastalıklar için de ciddi bir tedavi maliyeti ortaya çıkmaktadır. Bütün bu masraflar zengin Ülkeler için bile sağlık harcamalarına ciddi bir yük bindirmektedir.
Bu konu ile ilgili olarak ilk aklımıza şu sorular gelmektedir; Her hastaya şişmanlık ameliyatı yapılır mı? Hangi hastalar bu ameliyat için uygundur?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var, şişmanlık ameliyatı yapılacak kişinin hormonal (endokrin) bir hastalığı olmamalıdır. Eğer şişmanlığa yol açan hormonal bir rahatsızlık varsa, bu durum tedavi edilmeden sonuç almak mümkün değildir. Bu nedenle bize şişmanlık ameliyatı için başvuran hastaların hormonal bir rahatsızlığı olup olmadığını anlamak için pek çok inceleme yapıyoruz. Böyle bir hastalık yoksa diğer şartları gözden geçiriyoruz. Diğer şartlar nelerdir?
VKİ (Vücut Kitle İndeksi) 40’ın üzerinde olan veya VKİ 35’in üzerinde olup şişmanlığa bağlı hastalıklar nedeniyle yüksek risk altında olan kişiler, tüm çabalara rağmen uygun kiloya indirilemiyor ise, bu hastalara değişik cerrahi girişimler uygulanmaktadır. Şişman hasta bu sınırlarda genel cerrahinin ilgi sahasına girmeye başlamaktadır. Cerrahi tedaviler ile fazla kiloların %40 ile 70 kadarı atılabilmektedir.
Morbid obezite (öldürücü şişmanlık) ile uğraşmak tam bir ekip işidir. Çünkü pek çok uzmanı ilgilendiren sorunlar vardır ve bunlar beraberce kafa yorularak, emek verilerek çözülebilecek sorunlardır. Bu ekipte, genel cerrahi uzmanı, endokrinolog, gastroenterolog, anestezist, diyetisyen, psikiyatrist, spor hekimi, fizyoterapist, kondisyon uzmanları yer almaktadır.
Şişmanlık cerrahisi içi hasta seçiminde kabul edilmiş bazı Uluslararası kriterler vardır.
- VKİ 40’ın üzerinde olması
- VKİ 35-40 arasında ancak hipertansiyon, şeker hastalığı, uyku apnesi (uykuda nefesin tutulması) var.
- Mevcut obezitenin en az 3 yıldır var olması
- Hormonal bir hastalığın bulunmaması
- Alkol, madde veya ilaç bağımlılığının olmaması
- Hastanın tedavi ve takiplerde uyumlu olması
- Kabul edilebilir bir ameliyat riskinin olması
Hastadaki pek çok faktör göz önüne alınarak önce ameliyat yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Daha sonra hastaya ne tür bir ameliyatın faydalı olacağı düşünülür. Şişmanlık ameliyatlarında iki esas temel vardır. Bir grup ameliyatta mide hacmi küçültülerek hastanın daha az yemek yemesi amaçlanır ve böylece kilo kaybı sağlanır. Bu ameliyatlar arasında en sık uygulananı tüp mide ameliyatıdır. İkinci grup ameliyatlarda ise mide barsak sisteminin bir kısmı devre dışı bırakılarak, gıdaların buralardan geçmemesi ve sindirimden uzak tutulması sağlanır. Bu ameliyatlara bypass ameliyatları denmektedir. Böylece gıdalar barsaktan emilemez ve hasta kilo kaybeder.
Tabii ki, tüm tedavi yöntemlerinin kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Ancak şunu mutlaka söylemeliyim ki, şişmanlık ameliyatları, bu konuda tecrübeli ekipler tarafından yapılmalıdır. Ülkemizde en sık uygulanan ve kendi kliniğimizde uyguladığımız yöntem, tüp mide ameliyatıdır. Bu ameliyatı laparoskopik (kapalı) yöntemle yapmaktayız. Bu girişimlerle fazla kiloların yaklaşık %70’i atılabilmektedir.
Cerrahi tedavi adayı olan hastalar, ilgili ekipler tarafından detaylı şekilde bilgilendirilir. Hastalara tedavi şekli, ameliyat riski, ameliyat sonrası takip ve olabilecek istenmeyen durumlar açıkça anlatılır.
Değerli okuyucular şişmanlık, her türlü cerrahi işlem için ciddi bir risktir. Obez bir hastanın sadece narkoz alıp uyanması bile önemlidir ve bazı istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle şişmanlık cerrahisi uygulanan hastalar ameliyat öncesi çok sıkı bir incelemeden ve titiz bir hazırlıktan geçirilir. Ancak bazen tüm hazırlıklara rağmen istenmeyen bazı sonuçlarla karşılaşma riski vardır. Bu nedenle hastalar ameliyat sonrası dönemde de düzenli olarak kontrol altında tutulmalıdır. Olabilecek her türlü problemin erken tespiti önemlidir. Her ay kilo kaybının ne durumda olduğu, hastanın şikayetleri, farklı bir durumun ortaya çıkıp çıkmadığı dikkatle gözden geçirilir. Bu nedenle şişmanlık cerrahisi geçiren hastaların ameliyatı yapan ekip ile yakın ilişki içinde olması gerekmektedir.
Şurası unutulmamalıdır ki, sporla desteklenen diyet düzenlemeleri ile fazla kiloların bir kısmı verilebilmekte ancak hastaların %90-95’inde bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Cerrahi tedavi sonrası fazla kilolar verildikten sonra hasta mevcut durumunu koruyabilmektedir. Kalıcı kilo vermenin dışında, başta şeker hastalığı, yüksek tabsiyon olmak üzere şişmanlığa bağlı bazı ciddi problemlerde de önemli oranda düzelme meydana gelmektedir. Bu nedenle yıllardır aşırı kiloları ile sıkıntısı olan morbid obezite kapsamındaki kişilerin, bu konuda tecrübeli bir genel cerrahi uzmanına baş vurmalarını öneriyorum.
Sağlıklı günler dileklerimle…
Prof.Dr.Erdoğan Sözüer
Genel Cerrahi Uzmanı