Disable Preloader

MEME KANSERİNDE TEDAVİ Detayı

meme-kanserinde-tedavi

 MEME KANSERİNDE TEDAVİ

 

 

Değerli okuyucular sizlere daha önceki yazılarımızda meme kanserinde risk faktörlerinden, hangi kadınların daha fazla risk altında olduğundan ve  erken teşhisin nasıl sağlandığından bahsetmiştik. Ayrıca kadınların kendi kendini meme muayenesinin önemini vurgulamış ve nasıl yapılacağını anlatmaya çalışmıştık.

Bugünkü yazımızda ise sizlere meme kanserinin tedavisinin nasıl yapıldığını, hangi yöntemlerin uygulandığını anlatmak istiyorum. Herkes tarafında gibin çok iyi bilindiği gibi memenin kadınlar için farklı bir organ olma özelliği vardır. Bu nedenle memesini kaybetme ihtimali olan her kadında değişik derecelerde bir telaş, endişe olmaktadır. Hatta bazı hastalarımızda psikiyatrik destek gerekmektedir.

Meme kanserinde tedavi prensipleri nelerdir?   

Meme kanserinde günümüzde uygulanan tedavi yöntemleri başta cerrahi olmak üzere, kemoterapi (kür tedavisi) ve radyoterapi (ışın tedavisi) olmak üzere özetlenebilir. Tabii bunlar tek başlarına veya değişik kombinasyonlar halinde uygulanabilir. Bu tedaviler belirlenirken tümörün hangi evrede olduğunun tespiti çok önemlidir. Bu tespit yapılırken tümörün büyüklüğü, koltuk altındaki lenf bezlerinin büyüklüğü, tümörün patolojik cinsi ve patolojik incelemede hücresel, damarsal, sinir yapılardaki değişiklikler dikkate alınır.

 

Daha sonra ameliyatı yapacak olan cerrah, patolog, medikal onkolog, radyoterapist, radyolog, nükleer tıp, plastik cerrahi uzmanı gibi değişik branşlardan uzmanların bulunduğu meme konseyinde hastaya ne tip bir tedavinin uygulanacağına hep beraber karar verilir.

 

Meme kanserlerinde cerrahi tedavinin yeri ve üstünlüğü tartışılmaz.

Değerli okuyucular onkoloji ve radyoterapi dalındaki tüm ilerlemelere rağmen meme kanserlerinde cerrahi tedavinin yeri ve üstünlüğü tartışılmaz, diğer tedaviler ancak yardımcı niteliğindedir. Meme kanserinde esas tedavi kanserli dokuların etkili bir şekilde çıkartılmasıdır.

 

Günümüzde bazı hastalara biraz daha konservatif yani daha az meme dokusunun çıkartılması şeklinde uygulanan  meme koruyucu cerrahi  teknikleri uygulamaktayız.  Burada gaye hem kanserin etkili bir şekilde tedavisinin sağlanması hem de memede ameliyat sonrası ortaya çıkan deformiteyi yani şekil değişikliğini mümkün olduğunca aza indirmektir. Çünkü önce sağlıklı yaşam ancak hemen arkasından da konforlu yaşam ve görüntü gelmektedir, hatta bazı insanlar için bu sıralamada sınırlar zorlanmaktadır.  

 

Meme kanseri ameliyatlarında bir başka önemli husus ta koltuk lenf bezlerinin çıkartılıp çıkartılmayacağıdır. Bazı hastalarda buna ameliyat öncesi karar verilebilmektedir. Ancak hastaların önemli bir kısmında koltuk altına yapılacak müdahalenin şekline ameliyat anında karar veriyoruz.

 

Koltuk altından alınan birkaç lenf bezi örneği hemen patoloji bölümüne gönderilir. Yaklaşık 30 dakikalık bir inceleme sonucunda bu lenf bezlerinde kanser tutulumu    olup olmadığı belirlenir. Bu sonuca göre koltuk altına ne yapılacağına karar verilir. Bu uygulama ile koltuk altına da mümkün olduğunca koruyucu bir işlem yapmaya çalışmaktayız. 

 

Meme ameliyatlarından sonra meydana gelen doku kayıplarının  yeniden yapılandırılması  (rekonstruksiyon)  mümkün müdür ?

Meme kadınlar için önemli bir organdır. Ameliyatta memesinin tamamını çıkartmak durumunda kaldığımız hastalarımıza plastik cerrahi tarafından aynı seasta veya daha sonraki zamanlar içinde yeniden yapılandırma işlemleri uygulanabilmektedir.

Memenin kaybı kadınları ruhen derinden etkiler. Entellektüel düzey arttıkça bunun izleri daha belirgin hale gelir. Bu yüzden meme çıkartıldıktan sonra  yeniden yapılandırma ayrı bir önem kazanır.

Meme kanseri nedeni mastektomi, yani memenin tamamının çıkartılması ameliyatı yapılan hastalara meme rekonstrüksiyonu, yani plastik olarak başka dokulardan meme yapılması mümkündür. Veya protezler ile bu hastalara kozmetik olarak yardımcı olmak mümkündür.     

 

 

 

 

Kemoterapi nedir ?

Kemoterapi, kanser hücrelerini vücudun neresinde olursa olsun yok etmeyi amaçlayan sistemik bir tedavidir. Kemoterapi ilaçlarının bazı  yan etkileri olabilir. Bu nedenle aldığınız ilaçlar hakkında doktorunuza danışın. Kemoterapinin yan etkilerinin çoğu geçicidir. Kemoterapinin sıklıkla karşılaşılan yan etkileri şunlardır: Saç dökülmesi, bulantı ve kusma, halsizlik, aşırı uyku hali veya uykusuzluk, kan hücrelerinde azalma (enfeksiyona yakalanma ve kanama risklerini arttırır) ve erken menopoz. Bu yan etkilerin bir kısmını ortadan kaldıracak değişik tip tedaviler vardır. 

 

Işın tedavisi nedir?

Işın tedavisi, lokal nüksleri azaltmak amacı ile hastalara uygulanır, böylece tümörün, çıkartıldığı bölgede yeniden büyümesi önlenmiş olur. Işın tedavisi günlük olarak uygulanır ve bir ay kadar sürebilir. Işın tedavisinin sık yan etkileri arasında deri kızarıklığı, ciltte alerjik reaksiyonlar, halsizlik ve bulantıyı sayabiliriz.

 

Hormon tedavisi nedir?

Meme kanserinin birçok çeşidi büyümeleri için hormonlara bağımlıdır. Vücut hormonları üzerinde değişiklik yapacak tedaviler meme kanserinin büyümesini duraklatır ve tümörlerin küçülmesi ile sonuçlanabilir. Ayrıca hormon tedavisi diğer memede kanser gelişme riskini azaltmak için de kullanılabilir. Hormon tedavisinin yan etkileri vardır (şişmanlama, vücudun su toplaması ve menopoz belirtileri). Aldığınız ilacın yan etkilerini doktorunuza danışabilirsiniz.

 

Değerli okuyucular şimdi sizlere çok önemli bir konudan bahsetmek istiyorum. Meme kanserli hastalar bütün tedavileri bitse dahi belirli aralıklarla ameliyatı yapan ekip tarafından kontrol edilmelidirler. Bu kontroller şu 3 durum için önem arz eder:

-          Bütün tedavilere rağmen az dahi olsa ameliyat sahasında tümör nüks edebilir.

-          Bir memesinde kanser tanısı alan hastanın diğer memesinde de kanser gelişme riski normal kadınlara göre daha yüksektir.

-          Bazı hastalarda maalesef takip döneminde meme dışındaki organlarda hastalığın metastazları ortaya çıkabilmektedir.

 

Düzenli kontroller sayesinde meydana gelebilecek herhangi bir olumsuz durumun mümkün olduğunca erken dönemde teşhis edilmesi sağlanmış olur. Bununla ilgili maalesef  kötü tecrübelerimiz vardır. Ameliyattan sonra yıllarca kontrole gelmeyen ve sonra kemiklerinde, karaciğerinde, akciğerinde büyük boyutlarda (tedavi sınırlarını aşmış) kanser yayılımı tespit edilen pek çok hasta vardır. Bu nedenle hastaların ameliyat sonrası dönemde, hiçbir şikayetleri olmasa bile ameliyat ekibinin belirlediği aralıklarla düzenli şekilde kontrollerini yaptırması gerekmektedir.

 

Sağlıklı günler dileklerimle…

 

Prof.Dr.Erdoğan Sözüer

Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı

 

 

 

 
        

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Paylaş:
--> -->