Disable Preloader

MEME KANSERİ (1) Detayı

meme---kanseri-1

 MEME   KANSERİ (1)

Genel Bİlgİler


Değerli okuyucu bu bilgilendirme yazısında sizlere kadınlarda en sık  görülen kanser tipi olan meme kanseri hakkında bazı bilgileri aktarmaya çalışacağım. Sizlerinde çok iyi bildiği gibi hastalıkların erken tanısı, tedavinin etkili yapılabilmesi için en önemli şarttır. Tüm çabamız sizlere bazı bilgileri aktararak hem konuya ilginizi çekmek hem de bazı hastaları erken dönemde yakalayabilmektir. Başarılı olursak sizler daha sağlıklı olacaksınız.  Bizde toplumu bilgilendirme görevimizi yapmanın ve bunun neticelerini görmenin mutluluğunu hissedeceğiz.

 

Öncelikle şu hususları belirtmek istiyorum:

 

*  Memeler bebeklerin süt kaynağıdır ve anne sütünün tüm özelliklerini taşıyan bir başka besin yoktur.

 

*  Meme kadın için sadece bir organ değil aynı zamanda kadınlığın ve düzgün şekilli olmanın bir simgesidir. Memenin herhangi bir nedenden dolayı kaybı kadınları ruhen de etkiler.

 

*  Meme seksolojik bir organdır.

 

Meme kanseri hangi sıklıkta görülen bir hastalıktır?

Toplumda görülme sıklığı nedir?  

 

*  Meme kanseri kadınlarda görülen tüm kanserler arasında en sık görülenidir yani ilk sıradadır. Kadınlarda görülen kanserlerin %25’ini meme kanserleri oluşturmaktadır.  Bu yüksek oran, meme kanserine neden bu kadar dikkatle eğilmemiz gerektiği konusunda bilgi verir kanaatindeyim.

 

*  Ayrıca kadınlarda kanser nedeniyle ölümler sıralamasında da akciğer kanserinden sonra ikinci sırada meme kanseri vardır.

 

 

 

*  Bazı ülkelerde daha az (Japonya, Asya, Afrika), bazı ülkelerde ise daha sık (Kuzey Avrupa, Kuzey Amerika) görülmektedir. Yapılan incelemelere göre sık görülen ülkelerde yaşam boyunca her 10 kadından birisi meme kanserine yakalanmaktadır. Ülkemizde de görülme sıklığı yaklaşık böyledir.

 

*  Erkeklerde ise meme kanseri çok nadir görülür. Her 100  kadın meme kanserine karşılık bir erkekte meme kanseri görülmektedir.

 

*  Bir başka çok önemli husus ise meme kanserinin görülme sıklığının giderek artmasıdır. Bu artışta meme kanserini daha erken dönemde tanıma  yöntemlerinin gelişmesi  ve  mamografik tarama çalışmalarının etkisi olduğu biliyoruz.

 

Meme kanserinin görülmesinde bazı risk faktörleri vardır ki bunlara sahip olan kadınlar daha dikkatli olmalı ve memelerinde meydana gelen en küçük değişikliği mutlaka doktoru ile paylaşmalıdırlar.

 

İsterseniz şimdi bu risk faktörleri nelerdir? Hangi durumlarda daha dikkatli olunmalıdır?  Bunlara bir göz atalım.

 

  1. Cins: Kuşkusuz ki meme kanseri kadınlarda erkeklere göre kıyaslanmayacak ölçüde sık görülmektedir. Yani kadın olmak meme kanseri için başlı başına önemli bir risk faktörüdür.
  2. Yaş: Meme kanserlerinin büyük çoğunluğu (%90-95) kırk yaş üzeri kadınlarda görülür. O halde yaş ilerledikçe risk artmaktadır. Ancak bu bir kaide değildir, genç yaşlarda da meme kanseri görülebileceği akılda tutulmalıdır.
  3. Aile öyküsü: Bir ailede meme kanserinin daha çok görülmesi müşterek genetik ve çevre faktörlerinin etkisi ile olabilir. Çünkü meme kanserli hastaların  %5-10’ unda ailevi hikaye tespit ediyoruz. Anne, kız kardeş, teyze gibi akrabalarında meme kanseri bulunanlarda risk daha fazladır. Meme kanserli bir annenin kızında meme kanseri riski normal kadınlara göre 5 misli fazladır. İkinci derece akrabalarda meme kanseri olanlarda ise risk biraz daha düşüktür.
  4. Bir memesinden kanser nedeni ile daha önce tedavi olmuş bir hastada karşı memede kanser oluşma riski her yıl için %0.5-1 arasında artmaktadır. Bu nedenle bu tip hastaların diğer memelerini de yakın takip altında tutuyor ve her sene mamografi ile takip ediyoruz.
  5. İyi huylu meme hastalıkları: Fibroadenom, fibrokistik hastalık, duktal ektazi (süt kanalı genişlemesi) gibi iyi huylu meme hastalığı olanlarda da risk normal kadınlara göre biraz daha yüksektir. Bu nedenle iyi huylu meme hastalığı olan kadınlarda belirli aralıklarla kontrol edilerek takip altında tutulmalıdırlar.
  6. Erken adet görenlerde (özellikle 12 yaş öncesinde) meme kanseri gelişme riski geç başlayanlara göre yaklaşık iki misli yüksektir. Diğer taraftan  adetten geç kesilme de riski arttırmaktadır.
  7. İlk doğum yaşı da meme kanseri riski açısından önemlidir. İlk doğum yaşı 35’in üzerinde olanlarda risk fazladır. 20 yaşından erken doğum yapanlarda risk hiç doğum yapmayanlara göre daha azdır. Hiç doğum yapmamakta riski arttırmaktadır.
  8. Herhangi bir sebeple östrojen (kadınlık hormonu) tedavisi alanlarda risk daha fazladır  (yaklaşık 2.5 misli fazla). Hormon tedavisi menopoz (adetten kesilme) sonrası ortaya çıkan bazı şikayetlerin azalması  için verilmektedir. Ancak bu tedavilere başlamadan meme ile ilgili bazı tetkiklerin yapılması gerekmektedir ve buna göre tedaviye başlanmalıdır.
  9. Beslenme alışkanlıkları ve şişmanlık: Şişmanlık ve yüksek  kalorili beslenme alışkanlığı ile meme kanseri arasındaki ilişki çok araştırılmıştır. Çünkü meme kanserli hastalar genellikle kilolu ve iri yapılıdırlar. Özellikle yağlı, kızartmalı yiyeceklerden zengin diyet, riski yaklaşık iki misli arttırmaktadır. Ancak bunu destekleyen kesin veriler yoktur.

 

Buna karşılık yeni araştırmalarda şişman kadınlarda riskin 1.5-2 misli daha yüksek olduğu bildirilmektedir. Meme kanseri hayvansal yağ tüketenlerde  daha sık görülmektedir.

  1. Alkol ve sigara: Uzun süre kullanıldığında riski arttırdığını bildiren araştırmalar vardır. Özellikle alkol alışkanlığı 30 yaşın altında başlamışsa risk daha fazladır.
  2. Değişik sebeplerden dolayı immünosupresyon (vucudun savunma sisteminin zayıflaması) yapılan hastalarda risk daha fazladır.
  3. Sosyoekonomik durum: Eğitim düzeyi ve gelir miktarı arttıkça meme kanseri görülme oranı artmaktadır. Ancak bu sosyoekonomik düzeyi yüksek çevrelerde geç evlenme, geç doğum, çocuğu emzirmeme gibi faktörlerle ilişkilidir. Özellikle çocuk emzirmenin  riski azalttığı bilinmektedir.
  4. Radyoaktif ışınlara maruz kalma riski arttırır. Değişik sebeplerden dolayı (özellikle akciğer rahatsızlıkları) sık sık radyasyona maruz kalanlarda risk vardır. Bir memesine kanser nedeniyle radyoterapi (ışın tedavisi) uygulanan hastanın diğer memesinde kanser riski artar.
  5. Oral kontraseptiflerin (doğum kontrol hapları) kullanımı: 25-40 yaşları arasında  (yani doğurganlık yaşında) kullanılırsa meme kanseri gelişmesi riskini arttırmıyor. Ancak ilk doğumdan önce erken yaşlarda ve uzun süre alınırsa meme kanseri gelişme riskini arttırtmakta.     

 

Değerli okuyucular böylece hangi durumlarda daha dikkatli olunacağı konusunda detaylı bilgi sahibi olduk.  Dolayısı ile her kadın kendini bu faktörlere göre daha gerçekçi bir şekilde değerlendirip durumu hakkında bilgi sahibi olabilir. Sizlerinde rahatlıkla anlayabileceğiniz gibi bu risk faktörlerinin hepsi aynı önemde değildir. Bunların içinde hangileri ön plandadır şeklinde bir soru sorulacak olursa, öncelikle cinsiyet, yaş, ailevi meme kanseri hikayesi, uygulanan hormon tedavileri ve daha önce diğer memede kanser görülmesi gibi sebeplerin sayılması doğru olur kanaatindeyim.

 

Hastayı doktora götürecek bulgular nelerdir? Memede ne olursa, ne hissedersek doktora müracaat edeceğiz?

Memede dikkat edilecek en önemli husus daha önce mevcut olmayan, hissedilmeyen bir kitlenin ortaya çıkmasıdır. Bunun erken dönemde hissedilmesi çok önemidir. Memede bir değişikliğin olup olmadığının erken tespiti için için her kadının ‘kendi kendini muayene’ etmesi esastır ve bu  hayati öneme haizdir. Kendi kendini meme muayenesinden başka bir yazımızda ayrıca  bahsedeceğiz. Şimdi memede oluşabilecek normal dışı durumlara göz gezdirelim.

 

*  Memede ele gelen kitle var mı? Meme dokusu haricinde memede ele gelen değişik büyüklüklerde kitleler daima uyarıcı olmalıdır. Tabii kitlenin büyüklüğü, kıvamı, çevre dokulara yapışık olup olmaması, hareketli olup olmaması, yüzeyinin düzgün olup olmaması önemlidir ve bu bulgular muayeneyi yapan hekim tarafından dikkate alınacaktır.

 

*  Meme derisi normal görünümde mi?  Meme kanserinde meme derisi ödemli ve portakal kabuğu manzarası adı verilen tipik bir görünüm kazanır. Bu görünüm meme lenfatik drenajının tümör nedeniyle tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Memenin üzerinde belirgin damar yapıları görünüyor mu?

 

Şekil 1 : Meme derisinde ödem ve portakal  kabuğu görünümü.

 

 

*  Memede kızarıklık var mı? Bu daha çok meme abselerinde ortaya çıkan bir bulgu olmakla beraber inflamatuar (iltihabi) tip meme kanseri denilen durumda da görülebilir. Bu yüzden uyanık olunmalıdır. Kliniğimize  inflamatuar tip meme kanseri olup meme apsesi düşünülerek antibiotik tedavisi denenen ve tabii ki başarısız olunan, ancak çok değerli zamanların kaybı ile gelen pek çok hasta vardır. Meme derisinde hararet olması da daha çok meme apsesini düşündüren bir bulgudur.

                  Meme cilt yüzeyinde;

· Renk değişikliği

· Kalınlaşma

· Deride yaraların olması  dikkat çekmelidir.

 

*  Meme başı normal görünümde mi? Meme kanserinde meme başı değişik yönlere doğru veya içine doğru çekilir. Meme içindeki bağların tümör nedeniyle tutulmasına bağlı olarak gelişir.

 

Şekil 2 : Meme başının içeri çekilmiş hali.

 

*  Meme başında yara var mı? Meme başından kaynaklanan ve Paget Hastalığı denen ve memenin kötü huylu tümörleri arasında yer alan bir hastalığın habercisi olabilir. Bu yüzden meme başında meydana gelen yaralarda da mutlaka uyanık olunmalıdır.

*  Meme başından akıntı var mı?  Burada meme başı akıntısı derken kanseri düşündüren akıntı kanlı veya koyu kahverengi renkte olan akıntıdır. Beyaz, süt renginde olan akıntılar genellikle memenin bazı iyi huylu hastalıklarında görülebilir veya hiçbir hastalığı göstermeksizin fizyolojik olarak ta meydana gelebilir. Bazı  hastalarımız basit masum akıntılar nedeniyle telaşlanmakta ve memelerini aşırı derece sıkarak, ezerek bir şeyler çıkarma gayreti içine girmektedirler. Bu yanlıştır.  Meme kanseri nedeniyle olan kanlı akıntı genellikle kendiliğinden hastanın iç çamaşırını kirletir. Bu nedenle böyle bir uygulamaya gerek yoktur.

                  Meme ucunda:

· Çukurlaşma oluşması

· Çekilme olması

· Renk değişikliği meydana gelmesi

· Akıntının saptanması

· Pullanma veya kabuklu bir yaranın olması

                                                                                                          dikkat çekmelidir.

*  Koltuk altında ele gelen lenf bezi var mı?  Koltuk altındaki lenf bezleri iltihabi hastalıklar başta olmak üzere, pek çok iyi huylu hastalıkta da ele gelebilir. Ancak meme kanserli bir hastada koltuk altı lenf bezlerinin palpe edilmesi yani hissedilmesi, hele hele patolojik incelemede bunların tutulduğunun ortaya çıkması maalesef hastalığın ilerlediğini gösteren önemli bir bulgudur.

*  Hastada herhangi bir meme travması olmuş mu? Bu durumda meydana gelebilecek yağ nekrozları bazen tümör gibi hissedilir ve yanıltıcı yorumlara yol açabilir.

*  Memede ağrı var mı? Memenin kötü huylu hastalıklarında memede ağrı duyulması çok güvenilir bir bulgu değildir.

*  Kolun üst kısımlarında anormal şişlik.

*  Memenin üzerinde belirgin damar yapıları görünüyor mu?

*  Her iki memenin büyüklüğü kıyaslanır. Burada çok küçük farklar elbette önemli değildir. Ancak iki meme arasındaki önemli boyuttaki farklar hastalık belirtisidir.

 

 

 

 

 

 

Doktora gitmek için uygun zaman nedir?

Özellikle vurgulanması gereken bir husus meme muayenesi için en uygun zamanın iki adet dönemi arası olduğudur. Çünkü adet döneminde memenin damarlanmasında artış, kanal yapısında ve hücrelerinde genişleme olmakta, memede hassasiyet ve dolgunluk ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden etkili ve doğru muayene etme şansı azalmaktadır. Bu nedenle acil bir durum söz konusu değilse iki adet dönem ortası meme muayenesi için en uygun zamandır.

Meme hastalıklarının tanınmasında en tecrübeli ellerde dahi muayenede yanılma payı vardır. Bunun için meme hastalıklarının tanısında yardımcı tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlardan bazıları basit, kısa sürede yapılabilen, hastayı yormayan tetkiklerdir. Bazıları da biraz daha detaylı, hastayı yoran, uzun süren, hatta ameliyathane şartları gerektiren tetkiklerdir.

 

 

 

 
AKLIMIZDA NE KALDI ?
 
 
Memenizde bir şişlik bulduğunuzda, şüpheli, alışılmamış bir değişiklik fark ettiğinizde doktorunuza danışmakta gecikmeyin.

 

Sağlıklı günler dileklerimle…………

Prof.Dr.Erdoğan Sözüer

Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı

 
        

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Paylaş:
--> -->