Ülseratif Kolit
İltihabi barsak hastalıkları deyince iki önemli hastalık akla gelir. Daha çok kalın barsakları tutan Ülseratif kolit ve daha çok ince barsakları tutan Crohn hastalığı. Ancak bu iki hastalığıda barsakların her tarafında görmek mümkündür.
İltihabi barsak hastalıkları niçin önemlidir?
1. Beklenmeyecek kadar genç kişiler bu hastalıklara yakalanmaktadırlar.
2. Bu hastalıklar kroniktirler yani ataklar ve rahatlama dönemleriyle yıllarca sürer giderler.
4. Sık sık değişik komplikasyonlar nedeniyle operasyona ihtiyaç gösterirler.
5. Aynı aile bireyleri arasında nispeten sık görünürler.
6. Ülseratif kolit kanser gelişme potansiyeli olan bir hastalıktır.
Bu hastalıkların sebepleri nelerdir?
1. Vücudun savunma sistemiyle ilgili bazı problemler.
2. Diyetle ilgili faktörler
İnek sütüne karşı allerji
Laktaz yetmezliği
Bitkisel liflerden yoksun diyet
3. Bazı mikropların bu hastalığa yol açtığı ileri sürülmüştür.
4. Hastalık daha çok psikolojik sorunları olanlarda görülmektedir. Ruhi sıkıntıların, stresin şikayetleri arttırdığını biliyoruz.
5. Damarlarla ilgili faktörler
Yukarıda söylenenlerden anlaşılanın özeti şudur; Bu hastalıktan pek çok faktör sorumlu tutulmasına rağmen henüz kesin sebebi tam olarak bilinmemektedir.
Erkek ve kadınlarda yaklaşık aynı oranda görülen bu hastalıklar özellikle batı toplumlarında, fast food tarzı beslenmenin daha yaygın olduğu toplumlarda sık görülmektedir. Gerçektende bizim klinik pratiğimizde yılda tespit ettiğimiz vaka sayısı batı toplumuna göre düşüktür. Ancak önceki yıllarla kıyaslandığında yinede önemli bir artış görülmektedir. Özellikle toplum olarak yiyecek ve içecek alışkanlıklarımızın değişmesi, raf ömrü uzun gıdalara yönelim toplum sağlığımızı ciddi altında tutmaktadır. Evde pişen, aile ortamında yenen yemeklerden giderek uzaklaşılmaktadır.
Hastalık esas itibariyle kolonun iç yüzeyini oluşturan tabakaları tutar. Barsağın iç yüzeyi güve yemiş gibidir. Değişik derecelerde apseler, ülserler vardır ve buna bağlı olarak kanamalar ortaya çıkar. Olay kronik hale geldikçe barsağın tüm tabakaları tutulmaya başlar ve barsak sertleşir. Giderek barsak normal görüntüsünü kaybeder adeta düz ve kalın bir boru haline gelir.
Hastalığın klinik bulguları nasıldır?
En önemli bulgular gece gündüz devam edebilen, hastayı bezdiren, halsiz bırakan kanlı ve özellikle karın alt kısımlarında hissedilen kramp tarzında ağrılardır. Bunlara bulantı ve kusmalar da ilave olursa hasta beslenemez, ciddi sıvı ve elektrolit kaybeder, zayıflar, kurur. Akut alevlenme dönemlerinde 39-40 dereceye varan ateş olur. Hasta bazen gaz ve büyük abdestini tutamaz.
Bunun haricinde ağızda iltihap ve ülsere yaralar, gözde iltihabi rahatsızlıklar, eklem rahatsızlıkları ortaya çıkar. Görüldüğü gibi hastalık sadece barsakta değil barsak dışında vücudun organlarında da bir takım rahatsızlıklara yol açıyor.
Ruhsal bunalımlar, stresler, bedensel yorgunluklar, diyeti bozmak gibi bazı durumlar hastalığın akut döneme girmesini tetikler.
Hastalığı nasıl tanıyoruz?
Tecrübeli bir endoskopistin yapacağı kolonoskopi ve görülen hastalıklı bölgelerden alınan parçaların yine çok tecrübeli bir patolog tarafından incelenmesi esastır.
Bu hastalığın seyrinde ne gibi komplikasyolar (istenmeyen durumlar) gelişebilir?
Ülseratif kolit gerçektende ciddi komplikasyonları olan bir hastalıktır. Bunlar arasında kontrol altına almakta güçlük çekilen ciddi kanamalar, barsağın delinmesi, barsakta tıkanma meydana gelmesi sayılabilir. Makat bölgesindeki iltihabi hadiseler, gaz ve büyük abdestin tutulamaması da hastalığın seyrinde görülebilecek önemli komplikasyonlardır. Daha önce bu hastalığın kanser öncesi bir hastalık olabileceğini de söylemiştik. Yıllar itibariyle bu risk giderek artar, on yıldan uzun süren hastalarda %10-30 gibi bir riskten bahsedilir.
Bu hastalığın tedavisi mümkün mü?
Ülseratif kolitin tedavisi öncelikle tibbidir. Tedavi zor, zaman alan, yıllarca sürebilen ve bu arada ciddi komplikasyonlarla karşılaşılabilecek bir süreçtir. Bu nedenle hastanın sabırlı ve azimli olması gerekmektedir.
- Diyet düzenlemesi (yumuşak diyet, süt ve süt mamülleri verilmez)
- Barsak lezyonlarına etki eden salazopirin
- Salazopirine cevap alınamayan vakalarda kortizon veya immünosupresifler
- İshali azaltan veya durduran ilaçlar
- Sedatifler (ruhsal gerginliğ azaltan ilaçlar)
- Genel destekleyici tedavi (kan gerekiyorsa kan verilmesi, vitamin takviyesi, yatak istirahati gibi)
Pek çok hastanın ülseratif kolit nedeniyle ameliyat olduğunu biliyoruz. Cerrahi niye?
Değerli okuyucu her tibbi tedavinin sonuca ulaşmasını beklemek yanlış olur. Bu tedavi sürecinde beklenmeyen durumlar ve acil cerrahi gereksinimi ortaya çıkabilir. Veya yıllarca yapılan uygun tedaviye rağmen netice alınamayabilir. Bu durumda ne yapacaksınız ?
Cerrahi tedavi gerektiren durumlar:
- Tıbbi tedaviye cevap alınamaması
- Durmayan kanamalar
- Barsak delinmesi
- Barsak tıkanması
- Barsak kanseri gelişmesi
Ameliyatta ne yapıyorsunuz?
Cerrahide iki önemli gayemiz var.
- Birincisi hastayı bu hastalıktan kurtarmak, ameliyat sonrası yine aynı şikayetlerin ortaya çıkmasını önlemek.
- İkinci de bunu yaparken hastanın konforunu bozmamak, iş ve yaşam düzeyini etkilememek.
Ancak bunları sağlamak burada yazıldığı kadar kolay olmuyor maalesef, keşke öyle olsa. Ülseratif kolit cerrahisi esas olarak bu hastalığa zemin hazırlayan kalın barsağın tamamen çıkartılmasını ön görür. Bazen bir süre barsağın karın duvarına verilmesi gerekir bazen de hasta devamlı bu şekilde yaşamını sürdürmek durumunda kalabilir.
Ameliyatta hastalıklı barsak geride bırakılamaz, ancak geride sağlam gibi görülen ve bırakılan barsakta da sonradan hastalık ortaya çıkabilir. Bu nedenle kolonun tamamının çıkartılması daha garantilidir. Bu hastaların bir kısmında makat bölgesine ince barsaktan bir rezervuar yaparak hastanın büyük abdestini normal yoldan yapmasını sağlıyoruz. Ameliyat sonrası dönemde de bu hastalar devamlı takibimizde olmaktadırlar.
Hangi ameliyat Seçilmelidir?
Hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın hepsinin avantajı ve dezavantajı vardır. Daha geniş ameliyatlar hastalıksız sağ kalım için daha avantajlı görünürken hastanın konforunu etkilemektedir. Bu nedenle hem sağ kalımı hem de konforu sağlayabilecek uygun ameliyatı hastayla detaylı konuşarak seçmek daha doğru olacaktır.
Sağlıklı günler dileklerimle ……
Prof.Dr.Erdoğan Sözüer
Genel Cerrahi ve cerrahi Onkoloji Uzmanı