Kanser nedir?
Değerli okuyucular son yıllarda kanser vakalarında bir artışın olduğunu ve maalesef kanser yaşında da bir küçülme olduğunu görüyoruz. Neler oluyor? Neden kanser vakaları hem böyle bir artış gösteriyor. Öncelikle modern yaşamın, tabii çevrelerin giderek ortadan kaldırılmasının, tabii gıdaların ortadan kalkmasının ve beslenme alışkanlıklarının değişmesinin bunda çok önemli bir rolü var. Sonra şehir yaşamının ve hayat şartlarının getirdiği stress. Bütün modernizasyona rağmen, elde edilen imkanlara rağmen bazı insanların tatminsizliği, mutsuz oluşu, her şeyde bir eksiklik bulma eğilimi. Bitmek bilmeyen savaşlarda kullanılan modern silahlar, değişik hastalık salgınları, değişik virüsler vs…..
Kanser nedir?
Bir organdaki sağlıklı hücreler vücudun kontrol mekanizmalarının dışına çıkarak hızlı çoğalmaya başladığında kanser gelişir. Anormal hücreler ilgili organda tümör olarak adlandırılan bir kitle oluştururlar. Bir tümör vücudun diğer kısımlarına yayılma becerisine sahipse malin (habis) (kötü huylu) olarak nitelendirilir. Malin tümör için kullanılan diğer bir terim kanserdir. Kanseri kısaca hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve yayılması olarak tarif edebiliriz.
İyi huylu ve kötü huylu tümör ne demektir?
Tümör basitçe kitle oluşumu demektir. Bir tümör iyi
huylu olabilir, yani başka organlara yayılmaz ve çıkartıldıkları zaman tedavi
biter. Kötü huylu tümörlere zaten kanser denir. Kanserin iyi huylusu olmaz.
Metastaz (yayılma) nedir?
Kanser hücrelerinin bulundukları, kaynak aldıkları
organlardan farklı yerlere yayılmasına ve oradaki organları tutmasına metastaz (yayılma) denir. Örneğin barsak
kanseri olan bir hastanın karaciğerinde de kanser yayılımı olabilir. Metastaz
hastalığın ileri evrede olduğunu gösteren önemli bir bulgudur. İşte bu nedenle
kanserde hep erken tanı ve erken tedavinin önemini vurguluyoruz. Bütün
gayretimiz hastalığı mümkün olduğunca erken dönemde ve metastaz yapmadan
yakalayabilmek içindir.
Kanserde yayılma hangi yollarla olmaktadır?
- Direkt (komşuluk yolu ile) yayılma.
- Lenf yollarıyla yayılım.
- Toplar damarlar yolu ile yayılım
- Atar damarlar yolu ile yayılım
Kanserin sebepleri nelerdir?
- Genetik faktörler. Özellikle bazı organ kanserlerinin gelişiminde genetik faktörlerin etkili olduğu bilimsel olarak kabul edilmektedir. Özellikle, mide, kalın barsak, akciğer ve meme kanserinde genetik ile ilgili ciddi bir eğilim vardır.
- Beslenme alışkanlıkları. Bitkisel kaynaklı besinlerin fazla tüketilmesi, özellikle hayvansal kaynaklı yüksek yağlı gıdaların sınırlandırılması, bitkisel yağların tercih edilmesi, fiziksel olarak aktif olup, egzersiz yapılması ve ideal ağırlığın korunması, alkol tüketiminin sınırlandırılması kanserden korunmada etkin rol oynuyor.
- Sigara. Sigara ve tütün ürünlerinin akciğer kanseri, ağız, yutak, solunum borusu, yemek borusu, pankreas, rahim ağzı, böbrek ve idrar torbası (mesane) kanserlerine yol açtığını biliyoruz.
- Alkol. Özellikle karaciğer ve pankreas kanserlerinde alkol’ün çok önemli bir etkiye sahip olduğunu biliyoruz.
- Kirli hava.
- Güneş ışınları. Güneş ışınlarında bulunan ultraviyole ışınlarının zararlı olduğunu biliyoruz.
- Kanserojen maddeler (kanser gelişimine yol açan maddeler), radyoaktif ışınlar ve maddeler, kimyasal atıklar, sanayi ürünleri, savaşlarda kullanılan silahlar, ülkelerin yaptığı nükleer denemeler vs…..
- Bazı virüsler
Erken tanı işe yarar mı?
Erken tanı ve tedavi hayati önem taşır. Kanser dokusunun giderek daha büyük bir hale geldiğini, hücrelerin değişik organlara yayılma kabiliyeti olduğunu hatırlarsak zamanında müdahale edilemeyen kanser vakalarında tedavi maalesef imkansız hale gelmektedir. Erken tanı için kişinin uyanık olması ve zamanında doktora müracaat etmesi gerekmektedir.
Kanserin başlıca belirti ve bulguları nelerdir?
Kanserin belirti ve bulguları köken aldığı doku ve organlara göre değişir.
Aşağıdaki belirtilere dikkat edin:
- Dışkılama ve idrar alışkanlıklarında değişiklikler
- Ağızdan veya makattan kan gelmesi
- Uzun süren, iyileşmeyen yaralar
- Beklenmeyen kanama ve akıntılar
- Meme veya başka organlarda elle hissedilen şişlikler
- Yutma güçlüğü veya hazımsızlık
- Siğil ve benlerde belirgin değişiklik
- Uzun süren ses kısıklığı ve öksürük
- Aniden ortaya çıkan iştahsızlık
- Önlenemeyen kilo kaybı
Bu bulgular her zaman kanser demek değildir. Ancak nedenlerinin belirlenmesi için mutlaka bir doktora başvurulması gerekir. Kanser bulaşıcı bir hastalık olmayıp, erken tanısı ve tedavisi mümkün bir hastalık grubudur.
Kanser nasıl tedavi edilir?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kanser tedavisi tam bir takım işidir. Bu takımda herkesin kendine göre yetki ve sorumlulukları vardır. Biz yıllardan beri bu şekilde bir çalışma içindeyiz. Haftanın belli günlerinde ameliyat olacak hastalar için veya ameliyat olmuş hastalar için toplanır ve fikir alışverişinde bulunuruz.
Şimdi gelelim tedavi yöntemlerine.
- Cerrahi tedavi. Kanser tedavisinde günümüzde birinci sıradaki ve en etkili tedavi yöntemi cerrahidir. Bu tedavide ameliyat ile kanser ile tutulmuş dokular güvenli sınırlara kadar etkili bir şekilde çıkartılır.
- Radyoterapi, ışın tedavisi. Yardımcı bir tedavi yöntemidir. Hastalıklı bölgeye uygulanır. Kanserin cinsine bağlı olarak etki seviyesi değişir. Çünkü bazı kanser hücreleri ışınlara karşı hassas iken bazıları ise çok dirençlidir. Genellikle ameliyattan sonra uygulanmasına rağmen bazı hastalarda ameliyata hazırlık için önceden de uygulanabilir. Radyoterapinin erken dönemde veya tedavi sonrası geç dönemde ortaya çıkan bazı yan tesirleri vardır.
- Kemoterapi, ilaçla tedavi. Bu da yardımcı bir tedavi yöntemidir. Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi (antikanser ilaç tedavisi) denir. Kemoterapinin bulantı, kusma, halsizlik, karın ağrısı, iştahsızlık, enfeksiyon riski gibi bazı yan tesirleri vardır. Bunlar uygulamadan önce hastalara detaylıca anlatılır.
Sayın hocam kısaca alternatif tedavilerden de bahseder misiniz?
Alternatif tedavi adı altında bahsedilen tedaviler, modern tıpta uygulanan tedavi yaklaşımlarının dışında uygulanan işlemlerdir. Bunlar kanıtlanmamış, ispatlanmamış, sonuçları bilinmeyen, kuşku ile yaklaşılan girişimlerdir. Bir ilaç buldum, her türlü kanseri tedavi ediyorum diye ortaya çıkan fırsatçılar da maalesef sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Ancak şu da bir gerçektir, kişiler modern tıptan beklediğini bulamayıp, tatmin edici sonucu alamadığı zaman farklı arayışlar içine girmektedir ve bu da doğal karşılanmalıdır. Bu durumda bize düşen görev, hastayı etkili şekilde tedavi etmek, eksiklerimizi ortadan kaldırmaktır.
Burada esas üzerinde durulması gereken nokta tedavi sınırlarımız içinde olan hastaların, bu tedavilere yönelerek ciddi zaman kaybına uğraması ve bu arada cerrahi ve tıbbi tedavi şansını kaybetmesidir. Özetle bu tedavilere bel bağlanarak bir sonuca varmak mümkün değildir, senaryo hüsranla sonuçlanmaktadır.
Sağlıklı günler dileklerimle …..
Prof.Dr.Erdoğan Sözüer
Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı