Dikkat ! Reflü hastalığınız olabilir.
Değerli okuyucular, sizlere daha önceki yıllarda fazla bilinmeyen ancak son yıllarda neredeyse herkesin dilinde olan bir hastalık “Reflü” den bahsetmek istiyorum. Artık insanlar başım ağrıyor der gibi sıklıkla birbirlerine “bende reflü var” demeye başladılar. Gerçekten yeni bir hastalık mı? Tabii ki değil. Ancak bu kadar gündemde değildi. Neden? Çünkü bu hastalık pek bilinmiyordu. İnsanlar şikâyetlerinin sebeplerini başka hastalıklarda arıyorlardı. Ancak yeni görüşler, yeni tanı yöntemleri, endoskopinin daha sık kullanılması reflü ile ilgili gündemi ön sıralara taşıdı. Konunun bir diğer önemli yönü de, reflü hastalığının beslenme alışkanlıklarının değişmesi ile birlikte giderek daha sık görülmeye başlamasıdır.
Nedir reflü hastalığı?
Bilindiği gibi normal şartlarda, yenen yemekler yemek borusundan aşağıya mideye doğru iner. Halbuki reflü hastalığında mide asidi ve asit ile karışmış olan gıdalar, yemek borusuna geri akar. Mide asidi yemek borusu içine kaçtığı zaman, aside dayanıksız olan bu tabaka ciddi şekilde hasar görür. Yemek borusu, özellikle yemek borusu ile midenin birleştiği bölgede harabiyet meydana gelir ve hücreler bozulmaya başlar. Hastanın şikâyetleri giderek artar, zamanında gerekli tedavi ve müdahaleler yapılmazsa çok ciddi problemlere yol açabilir.
Değerli okuyucular, bazı durumlar reflü hastalığı için risk oluşturmaktadır. Bunları sizlere basitçe özetlemeye çalışacağım.
w Şişmanlık, karın içi basıncını ciddi şekilde arttırdığı için önemli bir risk faktörüdür.
w Gebelerin %30’undan fazlasında reflü şikayetleri görülmekte ve bunların bir kısmında şikayetler hamilelik bittikten sonra da kalıcı olmaktadır.
w Uzun süreli kabızlık ve kuvvetli ıkınmalar.
w Ciddi efor gerektiren fiziksel aktiviteler karın içi basıncı arttırarak reflüye sebep olurlar.
w Çikolata, yağlı, kızartmalı sindirimi zor olan yiyecekler ve gazlı içecekler.
w Alkol alımı önemi bir faktördür. Çünkü alkol, yemek borusu, mide birleşimindeki basıncı
ciddi şekilde azaltmaktadır. Diğer taraftan devamlı alkol alanlarda, kusmalar sonucu bir
süre sonra yemek borusu ve midedeki kas mekanizmaları bozulmaktadır.
w Sigara reflüyü kolaylaştıran önemli bir sebeptir.
w Kadınların kullandıkları sıkı korseler karın içi basıncı arttırarak zararlı olabilirler
Reflü hastalığının kendine özgü belirtileri olmakla beraber, bazı durumlarda çok farklı şikayetlerle bize başvurduklarını görüyoruz.
w Özellikle yemeklerden sonra rahatsızlık, mide ekşimesi, mide yanması, yenen gıdaların
boğaza kadar gelmesi. Bu nedenle hastalar hiç geçmeyen ağız kokusundan şikâyet ederler.
w Hasta öne ve aşağıya doğru eğilince (ayakkabı bağlarken, namazda secdeye giderken vs)
şikâyetlerinin arttığını ifade eder.
w Hastalar tok karnına yattıkları zaman şikâyetlerinin arttığını ifade ederler.
w Göğüste yanma, takılma ve sıkışma hissiyle birlikte kalbe baskı ve çarpıntı. Hastalar
bazen bu şikâyetler ile kalp krizi geçirdiğini zannederek ölüm korkusuna kapılırlar ve acil
olarak kardioloji polikliniklerine müracaat ederler.
w Hastalığın ileri aşamalarında kronik farenjit, kronik sinüzit, alerjik astım belirtileri ortaya
çıkabilir. Hastaların bir kısmı bu şikâyetler ile kulak burun boğaz polikliniklerine müracaat ederler.
w Bazı hastalarda asidik muhtevanın soluk borusuna kaçmasıyla hastada akciğer problemleri
ortaya çıkabilir.
Yukarıdaki şikayetlerden çok iyi anlaşılacağı gibi, hastaların bir kısmı yıllarca farklı bölümlerde, değişik tedavilere tabi tutulmuş ancak şifa bulamamışlardır.
Değerli okuyucular, reflü hastalarının bana en sık sorduğu soru, bu hastalığın kanser riski olup olmadığıdır. Bu konuya da açıklık getirelim. Yemek borusunun uzun süre asit muhteva ile tahriş olması sonucunda yemek borusu ile midenin birleştiği bölge civarında ciddi bir erezyon, harabiyet meydana gelmekte, hücrelerde değişim olmaktadır. Hücrelerdeki bu bozulma sonucunda hastaların bazılarında maalesef habis hastalıklar ortaya çıkmaktadır.
Reflü hastalığının tanısında en sık kullanılan ve en fazla bilgi veren yöntem, yemek borusu ile midenin birleştiği bölgenin gözle görülmesine imkan veren endoskopik muayene (gastroskopi) dir. Bu yöntemle bölgedeki gevşeme, yemek borusundaki tahrişin derecesi, mide fıtığı, ülser veya gastrit gibi durumlar ortaya konur. Bu nedenle bu tip şikâyetleri olan her hastaya endoskopik muayene yapılmalıdır.
Reflü hastalığının tedavisinde önce ilaçlarla tedavi şansımızı kullanmaya çalışıyoruz. İlaç tedavisi ile hastaların bir kısmında rahatlama olmakla beraber, reflünün kökeni olan mekanik bozukluk ortadan kalkmaz ve tam bir tedavi sağlanamaz.
Reflü hastalığı için nelere dikkat edilmelidir?
- Daha sık aralıklarla ve daha az miktarda yemek yenmesi.
- Gece yatmadan en az 3 saat önce her türlü yemek yenmesi işleminin sona erdirilmesi.
- Yağlı, kızartmalı, acı, ekşi, turşu, biber, baharatlı gıdalar alınmaması.
- Gazlı içeceklerden uzak durulması.
- Sigara ve alkol içilmemesi.
- Hastaların yattıkları yatağın baş kısımlarını 10 cm. kaldırılması.
- Kilo fazlası olan hastalara da zayıflaması.
Gelelim cerrahi tedaviye…
Reflü, özellikle mide fıtığıyla birlikte olduğu zaman kişinin yaşam kalitesini çok etkiler. Cerrahi tedavi, reflü hastalığının mekanik sebebini düzelten tek tedavi yöntemidir. Gerçek anlamda tedavi sadece cerrahi yöntemle sağlanabilmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalar, cerrahi tedavilerin %90’ın üzerinde başarılı olduğunu göstermektedir. Cerrahi tedavide başarı oranı, cerrahi ekibin bu konudaki deneyim ve uzmanlığıyla doğrudan bağlantılıdır. Ameliyatın esası yemek borusunun alt kısmının kuvvetlendirilmesidir. Bu ameliyatlar cerrahinin teknik, tecrübe gerektiren ameliyatlarıdır.
Tedavide kapalı ameliyatın yeri
Bu yöntemde karın üzerinde açılan yarım santimlik 4 veya 5 delikle, laparoskopik aletler kullanılarak ameliyatı tamamlamaktayız. Hastalarımız şikayetlerinin önemli şekilde azaldığını ve memnun olduklarını ifade etmektedirler. Şurası unutulmamalıdır ki, ister açık ister kapalı olsun reflü ameliyatları bu konuda uzman ve tecrübeli ekipler tarafından yapılmalıdır.
Sağlıklı günler dileklerimle…
Prof.Dr.Erdoğan Sözüer
Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı